
Bazen tüm dünyayı kurtarabileceğimizi düşünürüz, elimizden gelen çok şey olmaz ama yine de moral bozukluğuna birebirdir.

Bazen yanıbaşımızdaki fırsatları, sahip olduğumuz güzellikleri göremeyiz. İlla biri mi anımsatmalı?

Bazen kendimizi kandırırız, buna gereksinim duyarız aslında. Çevremiz de bize karşı anlayışlı yaklaşır. Belki de uğraşmak istemez.

Bazen herşey o kadar doğal gelir ki insana. Senin için dünya o açıdan öyle görünür. Kim ne diyebilir ki?

Bazen ne olduğumuza yada olmadığımıza bakmadan yanlıs şeylere heves ederiz. Sonuç şu olur; Heveslendiğimizle kalırız. Bir de hayal kırıklığı.

Bazen kim ne derse desin standartların dışına çıkamayız. Standart bir içgüdümüz varsa suç bizim mi?

Bazen aklımıza gelen doğruları tam söyleyecekken, türlü etmenler ve eskimeyen yöntemlerle bundan vazgeçeriz. Belki de ikna ediliriz.

Bazen yaşam öyle ağır gelir ki insana. Ancak pembe gözlüklerle katlanılabilir. Uçmak isteyene deli denmesi de cabası.

Bazen sırf insani bir merak uğruna pazarlamacıların tuzağına düşeriz. Para verip almak daha tatlı gelir.

Bazen gerçekler o kadar nettir ve o kadar gözümüze girer ki, ancak biz daha önyargımızı aşamamışızdır ve fırsat çoktan kaçmıstır.

Bazen ne söylersek söyleyelim, karşıdakinin sınırları bizi sınırlar. Uzaylı muamelesi görürürüz.

Bazen kendinizi bir halt zannedersiniz, birşey olduğunuzu düşünürsünüz ama sonuçta ineksinizdir.

Bazen bazı şeyleri hiç öyle düşünmemişizdir. Biri kalıpların dışında birşey söyleyince yaratıcılık bu deyip şapka çıkartırız.

Bazen ne kadar yetenekl i olursak olalım, elimizdeki malzeme ve bulunduğumuz ortam bir yere kadarsa, elden ne gelir?
0 Comments