Erkekler Evlilikten Neden Korkuyor?

Evlilik, insan doğasının doğal bir gereğidir. Hemen hemen her insan doğar, evlenir ve ölür. Yani evlilik de ölüm ve doğum kadar doğal görülür. Ancak bazı kişiler, evliliğe oldukça uzak bakar, bildiğiniz evlilikten korkar. Bu kişiler ise genelde erkeklerdir. Herkesin bildiği üzere erkekler kadınlara göre evliliğe çok daha az yatkın olan, evliliği bildiğiniz bir esaret olarak gören kişilerdir. Haklı oldukları noktalar da vardır. Mesela çevrenizdekiler düşünün, herkesin mutlaka böyle biri aklına gelecektir. Aklınıza gelmiyorsa da muhtemelen bu kişi sizsiniz:) Peki hiç merak ettiniz mi neden böyle? Yani erkekler neden çok sevdiği sevgilileri ile sonsuza kadar sevgili olmaya yatkın olurlar da evlilik düşünmezler? Ben düşündüm, hatta araştırdım bile sizin için. Gelin birlikte inceleyelim.

1. Ünlü bir şovmen daha önce şey demişti “Henüz bir kişiye bağlı kalabileceğimi düşünmüyorum.” İşte en temel düşünce bu. Yani her çiçekten bal almak varken neden bir çiçeği sömürsünler değil mi? :) Genel düşünce de budur.
2. Boşanma korkusu, erkekleri evlilikten soğutan bir diğer durumdur. Erkekler, diğer konularda bize göre çok daha pozitif görüşlü olsalar da konu evliliğe gelince durum tam tersi oluyor. Yani biz, konu evlilik, ikili ilişkiler olunca çok daha ütopik, daha toz pembe bakıyoruz. Bizim çıktığımız o bulutlara erkekler kafasını kaldırıp bakmıyorlar bile. Çünkü daha realist düşünüyorlar. İleride ne olur, ne gibi sorunlar çıkar, nasıl tartışmalar olur gibi soruların hepsi erkeklerin üzerinde sürekli düşündüğü sorulardır. Kadınlar ise daha çok şey diye düşünüyorlar “Sevgi her şeyin üstesinden gelir.” Nasıl yani? Etrafa atılmış kirli çorapların bile mi? :)
3. Etraftaki başarısız örnekler, erkekler için tam bir rol modeldir. Yani kadınlar “Bunlar bu hatayı yaptılar ondan ayrıldılar. Biz bunu yapmayız” diye düşünürken erkekler daha çok şey diye düşünürler “Biz onu yapmayız ama ya biz de telafi edilemez başka hatalar yaparsak?” Bu da kadın ve erkek düşünce yapısının ne denli farklı olduğunun bariz örneğidir.
4. Erkekleri evlilikten uzaklaştıran bir diğer unsur ise bekar oldukları zamanki koşullarından ve hayatlarından tamamen uzaklaşacağını hatta kopacağını düşünmeleri. Yani erkekler evlendikten sonra gece yarıları yapılan halı sah amaçlarına, erkek arkadaşları ile birlikte yaptıkları şehir dışı gezilerine hatta şehir içi gezilerine bile veda etmek zorunda kalacaklarını düşünürler. Ancak kendinin ve karşısındakinin farkında olan her kadın, zaten bu tür şeylere engel olmanın mantıklı olmayacağını bilir. Tabi bu hususta iki tarafından birbirine verdikleri güven de çok önemlidir.
5. Kadınların hislerin erkeklere göre çok daha kuvvetlidir. Kadınlar hayatının aşkını bulduklarını bakınca anlayabilirler. (Bu yüzden mi öncesinde o kadar yanlış kişiler ile oyalanıyorlar?) Aslında bazı erkekler de böyledir. Yani daha küçücük yaşında “Ben seninle evleneceğim!” diyip büyüyüp onu yapan kişiler de vardır. Ancak tüm erkekler için bu geçerli değildir. Bazılarının aklında sürekli şu soru dolanabilmektedir “Ya acaba daha iyisini bulabilir miydim?” E ama bir de dön kendine de bak değil mi? :) Şaka bir yana bu, erkeklerin karşısındakinin gerçekten doğru kişi olup olmadığını bilmemesi ile ilgili bir durumdur.
6. Evlendikten sonra sorumlulukların artacağı düşüncesi, belki de erkekleri evlilikten uzaklaştıran en önemli unsurdur. Çünkü daha önce sadece kendini düşünen, koşullarını kendine göre ayarlamaya çalışan erkekler, evlendikten sonra karşısındakini de düşünmek zorunda kalırlar. Yani aslında bazı şeyler zorunluluk değil de, içten geldiği için yapılmaya başlanacak bu da belki de erkeğin kaçmasının asıl nedeni olan unsur.

Sonuç olarak sevgili beyler, karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış olduktan sonra hiçbir şeyden korkmanıza gerek yok. (Öyle birini bulursanız bana da haberin verin diyenler olacaktır :) günümüz şartlarında biraz zor siz de haklısınız)